MAKALE


   Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak kanıtlamaya çalıştığı ve böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçladığı yazı türüdür.

    Makale, temeli düşünce olan yazı türüdür. Makalede konu sınırlaması yoktur. Bir düşünce, toplumsal bir olay, bilimsel bir gerçek, söz sanatları, plastik sanatlar, makalenin konusu olur. Makaleler bir tezi savunma yazılarıdır. Bu nedenle yapısı, ortaya atılan bir görüş ve bu görüşü destekleyecek düşüncelerle örülür.

     Makalenin ülkemizde tanınması, gazetenin yayınlanmasıyla olmuÅŸtur. Makaleler köşe yazılarındandır. Gazetelerin ilk sayfalarındaki makaleye baÅŸmakale denir. Gazetenin baÅŸmakalesi genellikle aynı yazar tarafından yazılır. Gazetenin dünya görüşünü ve olaylara bakış açısını belirler. Gazetenin okuyucu sayısı üzerinde de etkilidir. Kimi insanlar, baÅŸyazar gazete deÄŸiÅŸtirdiÄŸinde ya da beÄŸendikleri makale yazarı artık eskisi kadar etkili ve tutarlı yazmadığında gazetelerini deÄŸiÅŸtirirler. Bu yüzden makale yazmak çok önemlidir. Makale yazarı, okuyucu ile bağını koparmamak zorundadır.

Makalenin belirleyici özellikleri

• Düşünsel plânla yazılır.

• Yazar anlattıklarının doğruluğuna güvenmeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir. Her anlattığı, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir.

• İşlenen konu kendinden önceki söylenmişlerden, yazılmışlardan ayrı olmalıdır.

• Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden yararlanmalıdır.

Makalede Plan

Giriş Bölümü: Öne sürülecek sav, görüş ya da düşünce yazının girişinde sergilenir. Makalenin en kısa bölümüdür. Makalenin geneline göre bir iki, paragrafı geçmez. İyi bir giriş makalenin oluşmasını sağlayabilir. Giriş bölümünde, yazıdaki fikir gelişiminin hangi yönde olacağı saptanır. Okuyucu bilgi ve fikir atmosferine yavaş yavaş sokulur.

  Genellikle okuyucu ilk bakışta bu bölümü okur; sararsa, ilgisini çekerse yazıyı sonuna deÄŸin okumaya karar verir. Bu yönden makalelerde giriÅŸin çok ustaca ve özenle biçimlendirilmesi gerekir. Bu bölümde konu hiçbir ayrıntıya girmeden ortaya konulur.. Bunun aşırı dolaylamalara kaçılmadan yapılması gerekir. Neyin üzerinde durulacağı, ne hakkında söz söyleneceÄŸi bir iki paragraf içinde ortaya konulmalıdır.

Gelişme bölümü: Gelişme bölümünde, giriş bölümünde dile getirilen konu açıklanır, makalenin yazış amacı ve bu amaca yönelik bilgi, belge ortaya konularak tez savunulur, antitezler çürütülür. Konu ile ilgili bilgi ve belgelerin ele alınıp işlendiği, konunun genişletildiği ve ortaya konmak istenen fikrin doğruluğuna deliller gösterildiği bölüm, gelişme bölümünü oluşturur. Gelişme bölümü, derlenen, ortaya atılan fikirlerin çeşitli yönlerden genişletilmesi, desteklenmesiyle meydana gelir. Bütün fikir yazılarında olduğu gibi makalede de gelişme bölümünde açıklanacak fikirlerin derli toplu olması lazımdır. Dile getirilen fikirlerin inandırıcı, iddiacı kesin bir karaktere sahip olması için onları uygun yollarla açıklamak, desteklemek ve yerine göre de ispatlamak gerekir.

  GeliÅŸme bölümü makale yazarının inandırıcı olabilmek için tüm gücünü ortaya koyduÄŸu alandır Bu bölümde ileri sürülen görüşlerin doÄŸruluÄŸunu ispatlamak için kanıtlar gösterilir, karşılaÅŸtırmalar yapılır, sayılar ve örnekler verilir. Öne sürülen sav, görüş ya da düşüncenin açımlanması, kanıtlanması bölümü makalenin gövdesini oluÅŸturur. Yazar bu bölümde düşüncelerini açacak, geliÅŸtirecek, boyutlandıracaktır. Bunun için de tanımlama, karşılaÅŸtırma, örneklendirme, tanıklama, nesnel verilerden yararlanma gibi yollara sık sık baÅŸvuracaktır. Böylece okuyucuyu söylediklerinin doÄŸruluÄŸuna ve geçerliÄŸine inandırmış olacaktır

Sonuç bölümü; bir bakıma özetleme bölümü sayılabilir. Başta ileri sürülen, sonra açıklanan görüş, sonuç bölümünde -genellikle- bir paragrafta yinelenir. Ama asıl işlev burada yazının etkisinin doruğa ulaştırılmasıdır Ele alınıp işlenen, geliştirilen konunun hükme varıldığı ve o konunun ana fikrini oluşturan kısım sonuç bölümüdür. Bu bölümde yazar söylediklerinin tümünü belli bir sonuca ulaştıracak biçimde bir iki cümle ile sonucu vurgular.

  Genellikle makale yazarları seçtikleri konu üzerinde söylediklerini bu bölümde bir yargıya dönüştürerek derleyip toparlarlar. Ancak bu bölüm her zaman için gerekli olmayabilir, yazar söylediklerini makalenin geliÅŸme bölümünde iyice aydınlığa kavuÅŸturmuÅŸsa, konuyu dağıtmamışsa, yazısını, ayrıca özetlemeyi amaçlayan bir sonuca baÄŸlamayabilir

  Makalenin etkili olabilmesinde sadece bu planı uygulamak yeterli deÄŸildir. Makaleye iÅŸlenen fikre uygun bir baÅŸlık atmak gerekir. Makalelere genellikle kısa ve çarpıcı baÅŸlıklar konması gerekir. Makalede okuyucunun asıl ilgisini çeken ÅŸey, makalenin baÅŸlangıç ve sonuç kısımlarıdır Bunun için bu kısımlara anlamlı bir fıkra, çarpıcı bir diyalog veya bir hatıranın yerleÅŸtirilmesi makalenin etkili olmasını saÄŸlar.

Makale yazmak uzun bir araştırma ve bilgi toplama aşaması gerektirir. Bu yüzden süre olarak sabır ister. Yazmaya başlamadan önce, makale yazılacak konu ile ilgili olarak geniş bir araştırma yapmak, tüm kaynakları taramak, bilgi fişleri oluşturmak gerekir.

  Batıda çok eski örnekleri bulunan bu tür bizde ilk örneklerini Tanzimat döneminde vermiÅŸtir. Åžinasinin, Agâh Efendi ile birlikte çıkardığı ilk özel gazete Tercüman-i Ahvalin ilk sayısında yayınlanan Mukaddime ( ön söz ) baÅŸlıklı yazı bizde ilk makale olarak kabul edilir. Ancak bu makale bugünkü anlamda çaÄŸdaÅŸ makalenin tüm özelliklerine sahip deÄŸildir.

Türk Edebiyatı’nda Makale

 Gerek Tanzimat döneminde, gerekse Servet-i Fürun ve Fecri-i Ati döneminde yazılan makaleler, eleÅŸtiri- kalem kavgası karışımı ürünler olduÄŸundan gerçek anlamda makale türünden uzaktırlar. Bu tür bizde ancak cumhuriyet döneminde çaÄŸdaÅŸ bir kimlik kazanmıştır bu gün birçok yazar ve bilim adamı çeÅŸitli konularda ve çeÅŸitli dergi ve gazetelere bu türde yazılar yazmaktadır

  Bu alanda ilk ünlülerimiz ise Namık Kemal, Ziya PaÅŸa, Ahmet Mithat, Hüseyin Cahit, Süleyman Nazif, Ziya Gökalp, Yakup Kadri KaraosmanoÄŸlu, Refik Halit Karay, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, YaÅŸar Nabidir.

Sohbet ile Makale Arasındaki Farklar :

Sohbet ile makale arasındaki farkları üç madde etrafında toplamaktadır:

1 - Makalenin konuyu derinlemesine incelemesine karşılık, sohbetlerde konu yüzeyden incelenir.

2 - Makalelerde işlenen fikir savunularak ispatlanır. Sohbetlerde ise, ispat gayesi yoktur.

3 - Makalelerde daha ciddi ve sağlam ilim dili kullanıldığı halde, sohbetlerde samimi bir konuşma dili kullanılır.


Makale ile Fıkra Arasındaki Farklar:

1 - Makale yazarı ele aldığı fikirleri bilimsel bir yaklaşımla incelerken fıkra yazarı kişisel görüşle ele alıp inceler.

2 - Makalede yazar fikirlerini kanıtlamak zorundadır. Bunun için sağlam güçlü kanıtlar göstermesi gerekir.

3 - Fıkrada ise böyle bir zorunluluk yoktur. Fıkra yazarı isterse ispatlama yoluna gider isterse gitmez, her türlü örneği kullanabilir.

4 - Makale bilimsel bir yazı olduğu için resmi ve ciddi bir anlatım kul1anılır. Fıkrada ise samimi, rahat ve içten bir anlatım vardır.

Makale ile Deneme Arasındaki Fark

      Denemeci özgürce seçtiÄŸi bir konu üzerinde kiÅŸisel görüşlerini okurlarıyla dostça paylaşırken okuyucuyu düşündürme amacı taşır. Yazınsal bir dil kullanarak toplumun geneline hitap eder.

Makaleci ise öğretmeyi, bilgilendirmeyi amaçladığı için bilimsel belge, anket ve istatistikler gibi verilerle savını kanıtlama yoluna gider. Bilimsel ve terimsel bir dil kullanarak konuyla doğrudan ilgisi olan sınırlı bir okura seslenir.


Edebibilgiler.com 2009 ©  Her hakkı saklıdır.