AYRILIK 
 
Sevdiğim, kemençede titretiyorken yayı  
Bülbül sustu, unuttu o eski ağlamayı  
Öyle sandım ki gökte kızıllık sardı ayı  
Sevdiğim, kemençede inletiyorken yayı 
 
Ağaçların dalları saygılarla eğildi  
İçimden çarpıntıyı, gözümden yaşı sildi  
Böceklerin sesleri birdenbire kesildi  
Sevdiğim, kemençede söyletiyorken yayı  
Ayın on dördü gökte yavaşça yükselince  
Bir bağlama başladı önceden ince ince  
 
Birdenbire gürleşip kemençeye karıştı  
Biri coşkun bir öfke, biri bir yalvarıştı  
Birini inletirken bir kadının elleri  
Birinde bir erkeğin kırılmış emelleri  
Sonra kemençe sustu... Yalnız kaldı bağlama  
Çalkalanarak diyor ki: "Boşunadır, ağlama!  
Kemençen, bağlamam ve gönüllerimiz kırıktır 
Her tatlı sevişmenin sonu bir ayrılıktır 
 
Gök onun kadar derin, o gök kadar berraktı  
Biraz sonra nazik ay bizi yalnız bıraktı  
Bu ayrılık çağının hicranını bir düşün  
Beni hâlâ yakıyor tadı en son öpüşün  
 
Hazin hıçkırıkları bırakılmış bir kızın  
Hatırlattı bütün o eski ayrılıkları 
Söndürür neşesini gönlümüzdeki hızın 
Bırakılmış bir kızın hazin hıçkırıkları 
 |