ADNAN AZAR 
 |   
 |   
-------------------------------------------------------------------------------- 
  
 |      1956'da Rize’de doÄŸdu. 10 Ocak 2014, Ankara'da öldü. Türk EÄŸitim DerneÄŸi Kayseri Koleji’ni ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih CoÄŸrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nü bitirdi. Orta DoÄŸu Teknik Üniversitesi’nde bir süre Sosyal Bilimler okudu. İstanbul 24 Saat (1991), Batık AÅŸklar Müzesi (Altın Koza En İyi Kurgu Ödülü, 1995) adlı sinema filmleriyle, kimi TV dizilerinin yönetmenliÄŸini üstlendi. Åžiirleri, 1976 yılından baÅŸlayarak çeÅŸitli edebiyat ve sanat dergilerinde yayınlandı. Åžiirin yanısıra, bir bölümü Adam Öykü dergisinde Uçurumlar üst-baÅŸlığıyla yayımlanmış kısa öyküleri ve senaryo çalışmaları da var. Kökleri Orhan Veli'ye kadar uzanan duru, yalın bir söyleyiÅŸle yalın ÅŸiirler yazdı.  
 |   
-------------------------------------------------------------------------------- 
ESERLERİ  
ŞİİR:  
Unutmak Suları (1982)  
Parçalanmış Zamanlar (1997)  
Yeni Zaman (1998)  
 
 | ÖDÜLLERİ  
 
1982 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü Unutmak Suları ile  
 |   
 |   
 
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER 
	
		
			Bir Yörük Semai İçin fazla mesai 
 																				 
	 
	
		
			
				
BİR YÖRÜK SEMAİ 
İÇİN FAZLA MESAİ 
 
aşk şarkı söylemeye başladı 
ama rast perdesinden bir ÅŸey deÄŸil 
 
aşk dallara takıldı, yapraklar yapraklarla 
bütün sokaklar verevine boyandı 
 
aşk büyük evliliğe hazırlanıyor, bir yastık 
ve rastık ve dantelalar tamam 
 
aşk haz'rolda bekledi kapı eşiklerinde jazz 
zaten saz ama, barok'a merak sarıldı 
 
aşk söz verdi, andiçti, yemin etti, ama bak 
öpüşmeye başladı 
 
aşk bizi bile boşladı 
 |   
 
  
				
TERSYÜZ 
 
1. 
herkes ölü kaldı bir ben kaldım 
artık körfez vapurları eksik iskelelere uçurur beni 
 
herkes ölü kaldı sormalı bir işe yarar mıyım 
herkes ölü kaldı şimdi kaldırımlar kimi dalar ki 
 
2. 
gelse tersyüz etse toprağımı 
gelse ince olsa yine bol kazaklar giyinse 
 
ışığı anlatsa bana bahçenin ışığını hep değişen 
gölgeyi de söylese çim artık biçilmeli dese 
 
3. 
ama kal hep orada yaş almadan daha çok 
ama kal hep orada bir tele-sekreter sesi olarak 
 
ve dağılsın ömrümüz aşk bol geliyorsa sana bana 
 |   
 
  
				
SON RÜYA 
 
1. 
Onlar telefonlardan bakıyorlardı 
Gala pişmanlıklarından 
 
Bunu biliyordum ve bilmiyorlardı 
GittiÄŸim 
 
Sırlar yakıcıydı, yoktu adımlarımca 
Gelmiyorlardı gittiğim 
 
Bundan kurtulamıyordum 
Olurolmaz olmaktan 
 
Onlar provalarından bakıyorlardı 
Ve hatta duruşları yolyordam 
 
Ama denk düşmüyordu hiçbir 'harita-method' 
Rüyasızlıklarına 
 
2. 
bir bilirkişi olarak sızıyor uzak 
ve olmak 
damarlarıma 
 
damarlarımda hepyeni bir rüya 
 |   
 
  
				
ÇOĞUL 
 
1 
Elimle deÄŸinirim sana 
arar, bulur, birine gösteririm 
bu köylü gecede seğiren 
çete tadındaki sevgimi. 
 
2 
Bazen susarsın da hani 
yankır söz aramızda 
kaparım gözlerimi, gözlerin 
ağan bir yıldızdaysa. 
 
3 
Artık hazır mısın sarmaya 
yarasını öfkenin 
unutmaya bu dili ve öğrenmeye 
tenin sevincini. 
 
Yarına hazır mısın 
umuda, ışığa, karanlığa 
apansız bir doğuma 
çoğul'a hazır mısın! 
 
 |   
 
  
				
HESAP BİLDİRİM CETVELİ 
 
sıraya girdiler bir bir birbir sıraya 
kim mahsun değil kim büküyor boynunu 
hangi kasaba sulamış kendi ikindisini 
kim hangi resmi boyamamış ve dahi 
 
ben tam size göreyim unutun beni 
 
sıraya girdiler bir bir birbir sıraya 
'bu resim bu kadar ama' 
'bu şiire on yıl sonra bak bir de' 
ben sedef kakma bir geçmişten gelmiyorum ki ama 
 
sıraya girdiler şarkıya durdular bir de 
 
bana mezarlarımı gösteriyorlar bir de 
bir kadastro inceliğindeler bükülüyorlar 
kitaplarımı ölçüyorlar toz alıyorlar 
'gelecek bol geliyor bana' diyor içlerinden biri 
 
ben tam size göreyim 
 |   
 
  
				
NE GİTTİ NE KALDI 
 
C. A. Kansu'nun anısına 
 
Yaprak dökülür, omcalar soyunur 
güz çimenleri yeşerir toprakta 
bir asmada 
bağbozumundan kalma bir salkımla karşılaşır insan 
 
Ne gitti, ne kaldı 
Tüm artıklar gitti 
boyamalar, bezemeler, abartmalar gitti 
bir küçük çeşme kaldı, bir bağ yolunda 
güze bakan 
 
Seni sordum dünyanın bütün çocuklarına 
kuşlara, çiçeklere, ağaçlara seni sordum 
seni çalıştım gün ağarırken, şafakla 
bir ince şırıltı olup sabaha akmak için 
 
 |   
 
  
				
PAPATYA UZAKLIKLARI 
 
I 
 
Kapasam gözlerimi gözlerini görüyorum 
ve ağışını bir bulutun yüreğinden yüreğime. 
 
ve yüreğime gömüyorum yassı dağları 
toprak damları 
Samsat'ı, deli Fırat'ı 
yüreğime gömüyorum. 
 
II 
 
Şaşırarak bakıyorum diriliğine 
karşı penceredeki saksı çiçeklerinin 
ve camın buğusuna bir gül çiziyorum 
yıllardır özenle büyüttüğüm bir gül. 
 |   
 
  
			 
		 
	 
 
 
 
 |